Soru: TSK sivil memur arkadaşımın askeri ceza
mahkemesinden aldığı 2 aylık hapis cezası hakkında; sivil memur oldugu
için özlük bakımından 657 sayılı kanuna, disiplin bakımından 926 sayılı
kanuna baglı. Yada en azından bize söylenen öyle.Hukuki bakımdan bu iki
kanuna karşı sorumlu olmak ne derece hukuksal bilmiyorum.
Ceza alması olayı kısaca, kendi bıranşı olmayan bir işi yapması için
mesaiye kalması emri! verilmiş, arkadaşımda bu emre kendi bırnşının
dışında oldugu için uymamış, ve savunma alınarak askeri mahkeme
verilmiş.
Ve tahminimizcede askeri mahkeme emsal teşkil etmemesi için
arkadaşımı 2 ay hapse mahkum etmiş.Şimdi mamak ceza evinde 2 ay yatacak
ve 2 ay boyunca maaşını 3/2 si kesilecek.
Bizce biz sivil memuruz ve asker değiliz.Üniforma taşımıyoruz.
Herhangi bir askeri sıfatımız yok. Ve tüm özlük haklarımız 657 sayılı
kanuna göre. Ama ne yazıkki 926 sayılı kanunda (TSK İçHizmet Kanunu) bir
paragırafta sivil memurlar asker kişidir ibaresi var. Ama gerekçesi
yok.
Bu kapsamda arkadaşım ne yapabilir?
Avrupa insan hakları mahkemesie başvurabilirmi?
Ve ya tazminat davası açabilirmi?
Cevap: TSK
da çalışan Sivil Memurlar 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun 3.
Maddesinde 22/03/2000 tarihinde Bülent Ecevit – Mesut Yılmaz- Devlet
Bahçeli (DSP-ANAP-MHP) koalisyon hükümeti döneminde yapılan değişiklik
ile asker kişi sayılmıştır. Ancak sivil memurların asker kişilikleri
04/01/1961 tarihli ve 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet
Kanununun 115 inci maddesinde belirtilen yükümlülükleri ile sınırlıdır.
İç Hizmet Kanununun 115. maddesi ;
” Madde 115 – Silahlı Kuvvetlerde çalışan sivil memur, müstahdem,
müteferrik müstahdem ve gündelikçi sivil personel bu kanunun askerlere
tahmil ettiği sorumluluk ve hizmetlerin ifası bakımından:
a) Amir vazifesi alanlar; maiyetindeki bütün askeri ve sivil
personele hizmetin icabettirdiği emirleri verebilir. Ceza vermek
salahiyetleri yoktur. Maiyetin cezalandırılması icabeden hallerde en
yakın askeri amire müracaat edilir.
b) Bütün sivil personel emrinde çalıştıkları askeri amirlere karşı
ast durumunda olup bu kanunun 14 üncü maddesinin asta tahmil ettiği
vazifeleri aynen yapmaya mecburdurlar. Hilafına hareket edenler
askerlerin tabi olduğu cezai müeyyidelere tabi olurlar.”
Söz konusu arkadaş amirinin verdiği emre itaatsizlik yapmış ve
zannımca emre itaatsizliğe ısrar suçundan yargılanmış. Amir tarafından
verilen emir sonucu suç teşkil etmiyorsa mutlak yerine getirilmelidir.
Eğer emir kanunsuz ise amire emrin kanunsuz olduğu bildirilir eğer ısrar
edilirse gene yerine getirilir. Emir yerine getirildikten sonra bir
hukuksuzluk varsa bunun düzeltilmesi için dilekçe ile başvurulmalı,
olumsuz cevap haline Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’ne başvurulmalıdır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 45. maddesinde;
“Hiç bir memur sınıfının dışında ve sınıfının içindeki derecesinin altında bir derecenin görevinde çalıştırılamaz.”
denilmektedir. Bu maddeye istinaden eğer arkadaşımız kendi bıranşı
dışında çalıştırılmış veya çalıştırılıyor ise idare mahkemesine
başvurabilir.